9 Temmuz 2009 Perşembe

Akıntılar ve Gelgitler

Akıntılar dikey ve yatay yönlü periyodik veya periyodik olmayan su hareketleridir. Akıntıların değişik oluşum sebepleri vardır. Bunları 5 ana grupta toplayabiliriz.

1- RÜZGAR AKINTILARI : Yüzey akıntıları şeklinde görülür fakat bir miktar belli bir derinlikte de etkileri sürer. Yüzeydeki akıntının hızı fazla olduğu için akıntı hızına bağlı olarak yüzeyden derine doğru bir dönüş ve su sirkülasyonu oluşur.

2 - TERMOHALİN AKINTILARI : Çeşitli nedenlerle meydana gelen tuzluluk ve sıcaklık farklarının oluşturduğu akıntılardır.

3 - BOĞAZ AKINTILARI : Boğaz ile ilişkide olan iç denizlerin, yağış buharlaşma gibi hidrolojik ve boğazın şekli, derinliği gibi coğrafik faktörlere bağlı oluSan akıntılardır. Genelde birbirine ters yönlü akıntı sistemleri şeklindedir. Marmara'da görülen akıntı sistemi bu tiptir. Bilindiği gibi Marmara'da alt katmanlarda Akdeniz üst katmanlarda Karadeniz suyu ters yönlü olarak akmaktadır.

4 - DALGA AKINTILARI : Dalgaların sahildeki kırılmalarından sonra su, kırılma hattına taSınarak kıyı boyunca bir su hareketi oluşur ve bu oluşum bir akıntı meydana getirir.

5 - GEL - GİT AKINTILARI : Adından da anlaşılacağı üzere gel-git sırasında oluşan ve periyodik akıntılar olup oldukça kuvvetli olabilirler. Fransa ve İngiltere'nin Manş sahillerinde bu akıntılardan elektrik elde etmek üzere kurulmuş akıntı türbinleri bulunmaktadır.

Gelgit veya med cezir, bir gök cismi üzerinde başka gök cisimlerinin uyguladığı kütle çekimi kuvvetleri nedeniyle oluşan çevrimsel biçim bozulmaları demektir. En çok bilineni, Ay ve Güneşin göreli konumlarındaki değişmelerin etkisiyle Yer yüzeyinde deniz düzeyinde ortaya çıkan dönemli değişmelerdir.
Bir günde, belirli saatlerde yeryüzündeki suların ardı ardına alçalma ve yükselmesine Gelgit olayı denir. Gelgit olayının oluşması Ay'ın çekim kuvvetidir. Bu çekim kuvveti; Ay Dünya çevresine dolanırken değisik bölgeleri etkiler ve uzaklığa göre değişir. Ay dünyadan uzaklaşırsa çekim kuvveti azalır, yakınlaştıkça çekim kuvveti artar. Gelgit olayı okyanusları daha çok etkiler.
Ay yerküre etrafında dönerken yerkürenin bir yüzü Ay'a daima daha yakındır. Bu durumda Ay'a yakın yerdeki sular ay tarafından kendine doğru çekilirler. Bu arada kabaran suların arkasında bulunan boşlukları yanlardan gelen sular doldurur. Böylece Dünya’nın Ay'a bakan yüzeyinde sular yükselirken, diğer yerlerde alçalır. Bu yükselme ve alçalma birbirini devamlı izler.
Güneş'de gelgit olayına etki eder. Ay Dünya ile Güneş arasındayken bu etki az; hepsi bir doğrultudayken çok olur.Gelgit olayı ilk ve ikinci dördün evrelerinde en düşük, yeni ay ve dolunay devrelerinde en büyük değeri alır. Bir yerde sular kabarırken ay o yer için gökyüzünün en yüksek noktasındadır.
Herhangi bir yerde gelgit olayı her gün aynı saatte olmaz. Bir önceki günden 50 dakika daha geç oluşur. Nedeni ise Dünya ile Ay'ın aynı yönde dönmesidir.
Gelgit olayındaki sürtünmelerden dolayı yerkürenin kendi etrafındaki dönme hızı azalır. Böylece günler yavaş yavaş uzar.Gelgit olayındaki sürtünme Dünya’nın dönme hızında yavaşlamaya neden olurken, Ay'ın da her yıl Dünya’dan 12,7 cm uzaklaşmasına neden olur.


Dünya'nın ortak ağırlık merkezietrafında dönüşünü gösteren bir Dünya-Ay sistemi şeması

Dünya yüzeyinde Ay'ın (veya Güneş'in) çekim alanı farkı, gelgit oluşturan güç olarak bilinir. Bu gelgit hareketini oluşturan temel mekanizmadır ve günde iki yüksek gelgite neden olan iki eşit-potansiyel gelgit tümseğini açıklmaktadır.
Kurumsal çalışmalar ve gözlemler, kabarma ve alçalmaların sıfır olduğu noktaların bulunduğunu ortaya çıkarmıştır; kabarma ve alçalmalar bu noktalar çevresinde (saat yönünde ya da ters yönde) döner. Akdeniz, Karadeniz ve Baltık Denizi gibi, nerdeyse tamamen kapalı denizlerde, doğrudan yerel gelgit kuvvetlerinin etkisiyle bir duran dalga oluşur. Bu denizlerde gelgit genliği küçüktür, santimetre ölçeğindedir. Açık okyanuslarda genellikle bir metreden azdır. Körfezlerde ve bunlara bitişik denizlerde genlik çok daha büyük olabilir. Çünkü gelgit dalgası kıta sahanlığının sığ sularına girince, ilerleme hızı yavaşlar veenerji küçük bir hacimde biriktiği için gelgit yükselme ve alçalmaları büyük boyutlara ulaşabilir. Bilinen en büyük gelgit Kanadadaki Fundy Körfezi'nde oluşur; burada 21 metre yüksekliğe kadar kabarmalar gözlenmiştir.

AKINTI ÖLÇÜMLERİ

Akıntıların incelenmesi sırasında
1- Akıntının yönü
2- Akıntının hızı dikkate alınır.
Akıntının yönü ve hızını ölçmek için çeşitli araçlar geliştirilmiş olsa da bir dalış grubu için bilinmeyen bir bölgedeki akıntı tayini şöyle yapılabilir ;

Deniz akıntılarının hızı genellikle metre / saniye yada deniz mili / knot olarak ifade edilir. 1 knot 0.5 m / sn'dir ve " X mil akıntı var " şeklinde ifade edilir.

AKINTI ÖLÇÜMÜ İÇİN LANGRANGIAN METODU :

Bir cisim yada maddenin su içindeki hareketinin incelenmesi yöntemine dayanır. En basit yöntem yoğunluğu sudan hafif bir cismi suya atarak katettiği mesafenin tahmini ile hız tesbitidir. İkinci bir yöntem ise kuvvetli bir boya olan Rhodamin - B maddesinin suya atılıp yayılımının incelenmesidir. Bu yöntemle bölgenin akıntı haritası dahi çıkarılabilir.
Dalgalı bir denizde eğer kıyıdan giriliyorsa dalış kıyıdan başlamalı ve yüzeyden geri dönülmelidir.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Halatlar

İster motor olsun, ister yelkenli, denizde gezen yatlarda en çok kullanılan mazemelerin başında halat gelir.
İlk çağlardan beri insanoğlunun denize açılmasıyla birlikte, halat da onun ayrılmaz bir unsuru olmuş.
Günümüzde artık nebati elyaflardan yapılan halatlar, hemen hemen hiç kullanılmaz oldu. Onların yerini sentetik halatlar aldı. Hem daha sağlam ve kullanışlı, hem de bakımları kolay, dış etkenlerle özelliklerini kaybetmiyorlar.
Denizde en çok kullanılan sentetik halatları söyle sayabiliriz:
Polipropilen halatlar, diğerlerine nazaran daha sağlam, ona mukabil ucuzdur, suda yüzer.
Poliamid halatlar, -naylon, perlon vb.- çok sağlam ve elastiktir.
Poliester halatlar, -dakron, terilen, tergal, trevira vb.- hem sağlamdır, hem fazla uzamaz. Dolayısıyla yelken armalarında en makbul olanlarıdır.
Aramid halatlar,
-kevlar vb.-aynı ebattaki çelik kadar sağlam, ama çok pahalıdır.
Sentetik halatların denizde kullanılış yerlerini şöyle gösterebiliriz.
BAĞLAR

Gelelim bu halatların bağlanmasına... Yüzyılların tecrübesi ile günümüze ulaşam bağlama biçimlerinin özelliği, kolay yapılması, kapıp açılmaması, yük altında sıkışmaması ve istenince kolayca çözülebilmesidir. Bağların epey bir çeşidi olmakla beraber, denizde en çok işe yarayan ve kullanılan üçü, beşi geçmez. Yanlız unutulmamalı ki, bağlarla eklenen halatlar, kuvvetinin yarısa yakınını kaybeder. Onun için devamlı ekli kalacak halatlar, dikişle birleştirilmelidir.

Nerede hangi bağ kullanılır
1- Bir halatın makaradan veya ona benzer bir yerden kaçıp kurtulmaması için, ucuna (8) rakamı biçimindeki, Kropi düğümü yapılır.

2- İki halatın birleştirilmesinde:
a- Camadan bağı: İsmi de üstünde olduğu gibi, yelkenin camadan kamçılarını birbirine bağlamada; bir şeyi sardıktan sonra, halatın iki ucunu birleştirmede kullanılır.
b- Sancak bağı ve çifte sancak bağı : Her türlü halatın birbirine bağlanmasında, bilhassa, sahile alınacak çımaların eklenmesinde emniyetle kullanılır. Dikkat edilecek nokta: Önce, daha kalın halatın ucu kendi bedeni üzerinde kıvrılır. Sonra, ince olanın ucu, onun içinden geçirilir ve evvela kalın halatın uç kısmı üzerinden dolanır.


3- Bir halatın ucuna geçici olarak bir kasa yapmak için izbarço bağı kullanılır. solda gösterilen bağ çok kullanışlıdır.

4- Bir halatın babaya, mapaya, kazığa, ağaca bağlanması :
a- Kazığa : Harcıâlem ve ilk öğrenilen bağdır. Fazla kuvvete, gerilime maruz kalırsa, bilhassa sentetik halatlarda, sıkışır, çözmesi zorlaşır. Bu hallerde, halatı babaya doladıktan sonra, kendi bedeni altından geçirip, babaya tersten volta edilir. Sonra üzerine kazık bağı atılıp, mezavolta ile bitirilir.
b- İzbarço bağı : Halatı baba veya ağaca iki kat doladıktan sonra yapılır.
c- Anela bağı : Demir anelasına yani halkasına, halat bu bağ ile bağlanır (SOLDA)
5- Bir ince halatı daha kalın bir tanesinin üzerine bağlarken kaymaması için, Bosa bağı (kazıkbağının bir tur fazlası) kullanılır (sağda).
6- Flok gibi, baş yelkenlere iskotanın bağlanması için;
a- İzbarço bağı
b- Aşağıda gösterilen bağ kullanılır.


Ege'de gezecek tekneler, normal bağlama halatlarından ayrı olarak, asgari iki adet, 60-70m'den az olmayan, bir ucuna radansa takılmış, bağlama halatı bulundurmak zorundadır. Genelde koylar ya küçüktür, demir üzerinde, diğer teknelere çapariz vermeden salacak yer yoktur ya da derindir. Meltemden korunmak için, kıyıya sokulup sahile koltuk almak icap eder.
Büyücek teknelerde, kalın halatı, botla götürüp bağlamak zaman alır. Onun için, 100m. kadar uzunluğunda, daha ince (mesela 12mm. çapında) bir naylon halat, çok işe yarar. Önce tekne onunla çabucak bağlanır, sonra kalın, esas halatlar götürülüp değiştirilir.
Ayrıca, iki parça 2m.'lik ve bir tane de 3-4 metrelik, uçlarına halka geçirilmiş veya son baklaları kilit harbisi geçecek kadra genişletilmiş, 8 veya 10mm'lik zincir parçaları, tene bağlarken çok işe yarar. Kısalar baba, ağaç, daha uzunu kayaya. taşa geçirilip, halat onların ucuna kilitlenirse, sürtünmeden dolayı halatın yıpranmasını önlenmiş olur.

Harita Bilgisi

HARİTA BİLGİSİ VE YÖN BULMA
Yeryüzünün bir parçasının yukardan kuşbakışı görünümünün matematik yöntemlerle küçültülerek ve üzerine özel işaretler koyarak bir düzlem üzerine çizilmiş şekline HARİTA deriz. Haritaların kolay ve anlaşılır olabilmesi için en gerekli ayrıntılara yer verilir.Harita üzerindeki iki nokta arasındaki uzunluğun,arazide aynı iki noktanın arasındaki ölçülen yatay mesafesine olan oranını ÖLÇEK olarak adlandırırız. Haritaların alt köşelerinde hangi ölçekte yapıldıklarını gösteren işaretler vardır(1:500000 - 1:250000 - 1:50000 - 1:25000 gibi).Bir haritada bu ölçeğin paydasında yer alan rakam ne kadar büyük olursa haritanın ölçeği o kadar küçük olur.1:50000 ölçekli bir harita üzerindeki 1 cm gerçekte 50000cm karşılık gelir(500m).Bütün ölçekli haritalarda her bir kare 1 km2 dir.


YÖN BULMA
Dünya üzerinde bulunduğumuz yeri harita ve aletler kullanarak belirliyebiliriz.Bulunduğumuz noktadan diğer bir noktaya giderken, yürüdüğümüz yönü rota olarak adlandırırız.İki nokta arasında birçok engeller,tepeler,ormanlar,göller ve nehirler yer alabilir.Önemli olan bir yerden diğerine giderken, saydığımız bu engelleri aşarken rota dediğimiz yönümüzü kaybetmememizdir.Yapılan araştırmalarda bir kişi bilmediği bir arazide hareket ediyorsa bir müddet sonra yön duygusunu kaybettiği        görülmektedir.Yürüyüş sırasında, yaşamlarında sağ ayağını kullanan insanların kuvvetli olan bu ayakları ile sola göre daha uzun adım attıkları görülmektedir.Bu nedenle düz bir doğru üzerinde yürüdüklerini zanneden kişilerin rotalarından sola doğru saptıkları ve zaman içinde sola doğru çok geniş bir yay çizdikleri görülmektedir.Sonuçta umdukları yere ulaşamadıkları gibi nerede olduklarını bilememektedirler.Son yıllarda ülkemizde doğada etkinlik gösteren kişilerin sayısı artmıştır.Bu sayı artışı beraberinde kazaları ve kaybolma olaylarını getirmektedir.Yön saptama çok kesin ve net bir hadisedir.Doğada yürüyen bir kişi net olarak nerede olduğunu bilmeli veya kaybolduğunu kabul etmelidir.
Pusula ve şimdi öğreneceğimiz yöntemlerle yeryüzeyinde ancak yön saptaması yapılabilir. Yani ancak istenen rotada yürümek mümkün olabilir.Yeryüzü üzerinde nerede olduğumuz sorusunun cevabı farklı aletler gerektirir.Bu aletlerden elde ettiğimiz sonuç ile enlem ve boylamımızı derece,dakika ve saniye cinsinden öğrenebiliriz.Bu bilgi ancak bir haritaya aktarıldıktan sonra o anki haritadaki yerimizi bilebiliriz.
Sonuç olarak doğada yönümüzü belirlemeden önce kabaca nerede olduğumuzu bilmek zorundayız.Ancak bundan sonra nereye gideceğimizi düşünüp sonra yönümüzümü saptamalıyız.
Yön Saptama Yöntemleri
Pusula Yardımı İle
Yönümüzü en kolay pusula yardımı ile saptıyabiliriz.Pusula ibresinin koyu renkli ucu manyetik kuzeyi gösterir.Kuzeyinin nerede olduğunu belirledikten sonra,hangi yöne gidecek isek o yönde yer alan bir cismi (örneğin ağaç,iri kayalar gibi)hedef alıp oraya kadar gitmek ve o noktada gitmek istediğimiz yönde yeni bir cisim saptamak gerekir.Bu yöntemle mümkün olduğu kadar düz bir çizgide yol alınabilir.


Resmi Büyüt


Haritalarda Enlem ve Boylamlar :

Harita bilgileri içinde denile bilir ki en başta, haritaların kenarlarında verilmiş bulunan enlem ve boylamlar gelir. Haritanın yukarısında ve aşağısında boylamlar ölçülürken, iki yanında enlemler ve boylamlar ölçülür. Şekilde vermiş bulunduğumuz İstanbul Boğazı güney giriş haritasında haritanın altında verilmiş bulunan 57', 58', 59' dakikaları, 29 E boylam derecesini ve sonra yine 1', 2' de dakikaları gösterir. Diğer bir anlatımla İstanbul Boğazı güney girişi yaklaşık olarak 29 E yani doğu boylamında bulunmaktadır.

Örneğin Ahırkapı Bankı'nın boylamını bulmak istediğinizde pergelimizin bir ucunu bank üzerindeki fenerin ayağına koyarken diğer ucunu 58 dakika boylamına gelecek derecede açtıktan sonra bunu aşağıda 58' boylamı üzerine koyarak diğer ucundan da 45" saniyeyi okuyarak Ahırkapı Bankı fenerinin boylamını tesbit edebiliriz. Hemen burada şunu belirtelim ki 58' ile 59' arasında ona bölünmüş bulunan ölçülerin beheri 6 saniyeyi göstermektedir.

Yine bu bankın enlemini bulmak istediğimizde pergelin bi ucunu bankın fenerinin ayağına diğer ucunu da yukarısında geçen 41° enlemine açarak burada
bulduğumuz açıklığı 41° enlemi ile onun altında bulunan ölçü üzerine koyarak bu bankın üzerinde bulunan fenerin enlemini 40° 59' 40" N yani Kuzey olarak bulabiliriz.

Toparlayacak olursak Ahırkapı bankı üzerinde bulunan fenerin enlemini: 40° 59' 40" N yanı Kuzey, boylamını ise: 28° 58' 43" E yani Doğu olarak tespit edebiliriz.

Burada şunu da belirtelim ki enlemdeki 40°, Ekvatordan sıfırdan başlayan enlemlerden gelmekte olup Ahırkapı Bankı feneri 41° nin güneyinde olduğu için enlem derecesi 40° Kuzey olarak gösterilmiştir. Ayrıca yine boylamda gösterilen 28°, 29° derecenin sonunda olduğundan ve bu dereceler İngiltere'de Grıniç'ten itibaren sıfırdan başladığından ve Türkiye'de Grıniç'in doğusunda bulunduğundan 28° E yani Doğu olarak gösterilmiştir.

Harita Üzerinde Mesafe Ölçmek :

Enlemler üzerindeki ölçülerin (haritanın yanları) bir yararıda buralardan mesafeleride ölçmemizide sağlamasıdır. Örneğin Ahırkapı Bankı üzerinde bulunan fenerin Kadıköy İnci Burnu'na olan mesafesini bulabilmek için pergelimizin bir ucunu bank üzerindeki fenerin ayağına, diğer ucunudaİnci burnunda bulunan fenberin ayağına koyduğumuzda pergelde meydana gelen açıklığı aynı hizada bulunan enlem üzerindeki ölçülerin üzerine koyduğumuzda mesafenin ne kadar olduğunu saptayabiliriz. Bilindiği üzere burda gösterilen, örneğin 58' ile 59' arasındaki mesafe bir mildir. Başka bir deyişle dakikalar mili gösterir. Harita tetkik edildiğinde bir mil ona bölünmüş olup bu onda bire bir Gomina, yani 185 metre diyoruz. Ölçmeyi yaptığımızda mesafenin 1.65 mil ya da balşka bir değişle bir mil ve 6.5 gomina olduğunu bulmuş oluruz.

Rota Çizmek :

Rotayı; bir teknenin, bir geminin denizde bir yerden bir yere güvenli bir şekilde en kısa mesafede gitmesi için harita üzerine çizilen çizginin meridyenle (yani boylamla) yaptığı açının puslamıza uygulanması olarak tanımlaya biliriz. Bilindiği üzere gemilerde kabaca elektronik pusula olarak isimlendireceğimiz "Cayro Pusula" ile Mıknatısi Pusula" bulunmaktadır. Haritamıza Kadıköy önünde bilinen mvkimizden Ahırkapı Bankı feneri açığına çizmiş bulunduğumuz rota çizgisinin derecesini bulmak için çizgiyi paralel cetvel ile pusula gülüğne kaydırdığımızda, gidilen yön dikkate alınarak. 275° dereceyi okuduğumuzda bulmuş olduğumuz bu rakam harita üzerinde hakiki kuzeye göre bulunan rotadır. Eğer gemimizde cayro puslamız varsa ve bunun da bir hatası yoksa bunu aynen cayro puslaya uygulayarak teknemizi bu roya üzerinde götürebiliriz.. Kural gereği haritadan puslaya geçerken doğal sapmanın ve yapay sapmanın işaretleri değiştirilerek pusla rotası bulunur.

Ebedi takvim

Ebedi Takvim






 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı